Doğa hiç bir zaman telaşlı hareket etmez
ve yapılması gereken her şey yerine getirilir..

Lao Tzu, Tao Te Ching

02.01.2023

Yeni yılın ilk blog yazısı Su ve Devinimde kalmak üzerine. Haydin başlayalım..

MBSR: Farkındalık Temelli Stres Azaltma Eğitimlerimin 4. Haftasında “Stres Nedir?” temamızın girişinde Elkitabımıza yukarıdaki Lao Tzu’dan alıntı yer alır.

Doğada, hayatta, evrende tüm varlıklar bir devinim içindeyiz. Elektronlar kıpır kıpır, gezegenler devinimde, bedenimizin her hücresi titreşmekte ve diğer hücrelerle her an iletişimde.. Evvelki gün burada (Berlin‘de) göl kenarında yürüyüşümde suyun üstündeki kıpırtıyı, akıntıyı görünce bunlar aklıma geldi.. Akıyor ama/ve telaşlı değil. Hareket, devinim içinde, etrafı ile uyum içerisinde.

Kadim öğretilerde doğa dikkatle gözlemlenilir, çünkü evrenin işleyişinin sırlarını saklarken açığa çıkartır. Muhteşem suyun ve su elementinin bilgelikleri arasında akışkanlığı, farklı fazlarda varlığına devam etmesi, ol’anı netlikle yansıtması, evrenin ve dünyanın hafızasını tutması, arındırması ve yumuşak gücü vardır.. Dikkatlice sakince gözlemlersek su bize bunları öğretir.

Su nasıl devinimde kalır? Direnmeden devam edip yolunu bularak.. Suyun önüne kaya çıktığında ah ahh vah vahh ne ol‘acak şimdi, hep de benim önüme çıkar bu kayalar diye düşünmez, telaş da yapmaz. Kayanın yanlarından üstünden geçer ve devam eder. Yer üstünden akamıyorsa yeraltına geçer..Ve o yumuşak gücü ile kayalara asırlarca temasla kayaların formunu değiştirir.. O kaya ol‘ur elimizde pürüzsüz bir çakıl taşı..

Başka ne var: suyun fırtınası ve netliği.. Suyun üstünde fırtına kasıp kavurabilir (suyun hava ile birleşik gücünün farklı bir örneği) ama/ve aynı anda derinlerdeki su sakin ve sessizdir.. Aynı bizden fırtına yaratarak gelip geçen yoğun duyguların altında özümüzün sakinliği, dinginliği gibi. Sevgili Thich Nhat Hanh (Thay) bu dingin değişmeyen yere “içimizdeki ada” der ve içimizdeki adaya dilediğimiz zaman kavuşabileceğimizi ve bu şekilde tekrar tekrar gelecek veya geçmişten bulunduğumuz an‘a ve dengeye dönebileceğimizi hatırlatır.

Peki biz insanlar neden telaşlanıyoruz, bizde neden fırtınalar kopuyor? Çünkü evrenin, hayatın, hayatımızın her duygu ve düşüncenin devinimde ol’duğunu farketmediğimiz ve onlara tutunarak akmasını yavaşlattığımız ya da dondurduğumuz için fırtınayı uzatabiliyoruz. Harvard Üniversitesi nörobilim uzmanı Dr. Jill Bolte diyor ki bir duygunun bedendeki kimyasal ve fizyolojik süresi 90 saniye ve bundan sonrası seçim. Yani fizyolojik ve kimyasal açıdan bir duygu 90 saniye sürecek, bu sürede nefes alıp verip sayabiliriz.. sonra zihin ve beden devinimine devam edebilir. Peki neden böyle ol’muyor da yoğun, özellikle de negatif yoğun duygularda değil 90 saniye saatlerce bazen günlerce kalabiliyoruz? Çünkü duygu ortaya çıkıyor, aynı anda beraber gelen düşüncesi ile duyguyu daha da büyütüp yanına başka zorlu duygular ekliyoruz. Örnek: bir konuda öfkelendik ve o duygu ile birlikte anında düşüncesi geldi (hep ben haksızlığa uğruyorum dedik) böylece öfkeye daha çok öfke ve belki hüzün ve kendine acıma da eklendi.. Sonra başka bir düşünce ve duygu derken duygular yoğunlaştı yumak ol’du. Alternatif ne ol’abilir: hissetiğimiz duyguyu hissettiğimizin bilinci ve kabulü içinde (şu an bedenimde öfke/hüzün/korku var), onunla beraber gelen ve onu besleyen düşünceyi ve duygunun bedende yarattıklarının da farkına vararak duygunun ehil şekilde ifadesine izin verdiğimizde ya da bu duygu düşünce ve beden kalıbımızı iyice gözlemleyerek farkına vararak zaman içinde bizi zora sokan bu duygu-düşünce-beden-davranış kalıbının tümünün dönüşmesine destek ol’duğumuzda, bize hizmet etmeyen kalıbı iyice idrak ettikten ve otomatik yapacağımız davranışın yerine nefesle bir es çekerek bu kalıptan zaman içinde özgürleşirsek o zaman yoğun duygular bedenden ve zihinden daha hızlıca akıp gidecek, daha hızlı dengeye geleceğiz ve devinim devam edecek.. Duygular da bedende kilitlenmeyecek.

Sakin bir su ne öğretir? Ol‘anı ol’duğu gibi görmeyi. Sakin sular gökyüzünü ve su altını ol’duğu gibi yorumsuzca yansıtır. Kendi etkilenmez, yorum eklemez. Ol’anı netlikle görür/kavrar ve duru bir şekilde yansıtır (ifade eder). Muhteşem değil mi arkadaşlar?

Velhasıl lütfen suya saygıyla sevgiyle yaklaşın, yaklaşalım.. Onu, tüm halleriyle farklı zamanlarda, mevsimlerde, farklı coğrafyalarda dikkatle, sevgiyle görelim, gözlemleyelim.. İhtiyaç hissettiğimiz özelliklerde gelişmemiz için sudan ve suyun rehberlerinden sevgi ve saygıyla desteğini talep edebiliriz.

Bugün ve her zaman su gibi aziz ol‘alım inşallah.